Tutankamon, Mısır Hanedanı'nın 18. firavunudur. 19 yaşında aniden hayatını kaybeden genç firavun, aslında Mısır tarihinin önemli hükümdarları arasında yer almaz.
Onu dünya tarihi açısından bu kadar önemli noktaya getiren olay 1922'de Krallar Vadisi'ndeki mezarlığının keşfedilmesidir.
Tutankamon'u diğer firavunlardan ayıran özelliği, mezarı hiç soyulmayan ve tüm hazinesi günümüze kadar ulaşan tek firavun olmasında gizlidir.
Ancak onu üne kavuşturan asıl olaylar zinciri mezarının açılmasıyla birlikte ortaya çıkan lanet dedikodularıyla başlar.
Mezar açılıyor
Tutankamon'un mezarı arkeolog Howard Carter'ın 1 Kasım 1922 günü Krallar Vadisi'nde hiç kazılmamış bir alan keşfetmesiyle ortaya çıkarıldı.
Bulduğu yerin bir giriş olduğunu fark eden Carter, kızı Lady Evelyn ile birlikte 26 Kasım'da içeri girmeyi başardı ve gördükleri karşısında hayrete düştü.
Tutankamon'a ait olan bu mezar, firavunun mumyasının olduğu altın sanduka dışında paha biçilemez hazinelerle doluydu.
Varlığı bile bilinmeyen bu hiç açılmamış mezarlığın keşfi bütün dünyada büyük yankı uyandırdı.
Lanet başlıyor
Ancak bu keşiften kısa bir süre sonra esrarengiz olaylar birbirini izlemeye başladı.İlk olarak Carter'ın çok sevdiği ve uğurlu saydığı kanaryası nereden geldiği belli olmayan ve Mısır hükümdarlarının simgesi olarak kabul edilen bir kobra yılanı tarafından yendi.
Bu durum pek çok kişi tarafından uğursuzluk işareti olarak algılandı.
Mezarlığın bulunmasından birkaç hafta sonra kazıların parasını sağlayan İngiliz Lordu Carnavron'un sağlık durumu kötüye gitmeye başladı.
Kan zehirlenmesi olduğu açıklanan Lord kısa bir süre sonra vefat etti.
Aynı zamanda Lord'un İngiltere'deki malikânesinde bulunan köpeği Susie'nin de ulumaya başladığı ve öldüğü söylendi.
Lord'un ölümü tüm dünyada şok etkisi yaratırken lanet dedikodularını da alevlendirdi.
Bu dedikoduların en temel dayanağı ise Firavun'un mezarındaki hiyeroglif yazısıydı:
''Firavunun mezarına her kim dokunursa ölümün kanatları onu saracaktır.''
Gizemli ölümler
İngiliz Lordu Carnavron'un vefatından sonra da ölümlerin ardı arkası kesilmedi.
Amerikalı milyarder George Jay Gould, mezarı ziyaret ettiği gün ateşlenerek aniden öldü.
Arkeolog Carter'ın yardımcılarından biri olan A. C. Mace, ateş nöbetlerine tutulunca işi bıraktı ve 1928'de öldü. Bir başka yardımcısı Richard Bethell ise 45 yaşında kan dolaşımı yetersizliğinden hayatını kaybetti.
Tutankamon'un kaç yaşında olduğunu bulmak için X ışınları ile mumyada incelemeler yapan radyolojist Archibald Reid, İngiltere'ye döndükten kısa bir süre sonra vefat etti.
Lord Carnavron'un arkadaşı da cenazeye katılmak için geldiği Mısır'da, firavunun mezarını görmeye gitti ve 12 saat sonra yüksek ateşten öldü.
Bütün bu ölümlerin ardından mezarlarda zehir üreten bir tür bakterinin olabileceği iddia edildi ancak buna bir kanıt getirilemedi.
Ölümler devam ediyor
Lanet söylentileri Tutankamon'un mezarına olan ilginin artmasıyla yıllar boyunca devam etti.
Özellikle Tutankamon'un mezar kalıntılarının 1972'de Londra'da ve daha sonra Amerika'da sergilenmesi sırasında da gizemli ölümler meydana geldi.
Bunlar arasında en üzücü olanı, Mısır Eski Eserler Bölümü Müdürü Dr. Gamaleddin Mehrez'in ölümüydü.
Mehrez, bütün bu gizemli ölümlerin, kuşkusuz kişiyi tedirgin edebileceğini, ancak lanete kesinlikle inanılmaması gerektiğini söylemişti.
Bu sözlerin üzerinden dört hafta geçtikten sonra, 52 yaşında hayatını kaybetti.
Bütün bu yaşanan olaylar üzerine aradan geçen yıllara rağmen, Mısır'ın en genç firavunlarından Tutankamon'un mezarı hala gizemini koruyor.